Eğitim Bir-Sen Gümüşhane Şubesi, 15 Temmuz Zafer Meydanı’nda toplanarak bir günlük iş bırakma eylemi ve imza kampanyası gerçekleştirildi. Basın açıklamasını Memur-Sen İl Başkanı ve Eğitim Bir Sen Gümüşhane Şube Başkanı Ergin Aslan okudu.
Basın açıklamasına Memur-Sen İl Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Ergin Aslan, Eğitim-Bir-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Bahtiyar Çelik, öğretmenler ve eğitim camiası çalışanları katıldı.
Ergin Aslan yaptığı basın adçıklamasında şu ifadelere yer verdi; ”Şiddete karşı yasal düzenleme istiyoruz. Eğitim çalışanlarına yönelik, giderek artan şiddet olaylarını, protesto etmek amacı ve şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak, mağdurlara hukuki koruma sağlayacak, yasal bir düzenlemenin yapılması talebiyle, bir araya gelmiş bulunmaktayız.
Son olarak İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci, değerli okul müdürümüz, İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef kurtarılamayarak vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz.
Kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımızı yıllardır yapıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı, belki de bugün başka şeyler konuşurduk. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır.
Genel Başkanımız Ali Yalçın, Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapılmıştır. Sayın bakanın davetini ve eğitimcilere, şiddeti önlemek üzere, yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli buluyoruz.
Bakanlıkta yapılan, ortak basın açıklamasının ardından, genel başkanımızın katılımıyla, TBMM önünde gerçekleştirdiğimiz, geniş katılımlı eylem, eğitimcilere şiddeti önlemeye dönük, kararlılığımızın ve şiddet olaylarının oluşturduğu büyük üzüntünün bir tezahürüdür.
Dün Ankara’da TBMM önünde yaptığımız çağrıyı bugün burada ve 81 ilimizde haykırıyoruz. Ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların, son bulması için, gereken adımlar ivedilikle atılmalı; eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır.
Öğretmen, memur, hizmetli, şef, şube müdürü demeden, tüm eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine, yönelen şiddeti, bir kez daha lanetliyoruz.
Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik, gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında, tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen, Öğretmenlik Meslek Kanunu, tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip, son ana kadar sergilediğimiz tavrın, gereği yapılmadı. O gün gereği yapılsaydı, belki bugün, daha farklı konuşmak, mümkün olacaktı.
Genel Başkanımız Ali Yalçın ile görüşmesinde, Sayın Bakanın, meslek kanununa ilişkin yeni düzenleme konusunda kullandığı ‘Şiddete karşı yasal düzenleme’ ifadelerini son derece kıymetli ve önemli buluyoruz. Bunun bir an evvel, hayata geçmesinin, takipçisi olacağız.
Eğitim çalışanlarına yönelik, artan şiddet olaylarını, önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak, mağdur eğitim çalışanlarına, hukuki koruma sağlayacak, bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için, bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyoruz, 81 İlde basın açıklaması yapıyoruz. İş bırakma eylemiyle, eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da bugün burada, başlatmış bulunuyoruz. Eğitim Çalışanlarına yapılan, şiddet olayları, münferit olaylar olmaktan çıkıyor. Maalesef yaygın bir, toplumsal sorun haline geliyor. Toplumun geleceği açısından, vazgeçilmez olan, eğitim ve öğretim hizmetlerinin, yürütülmesini, sekteye uğratacak, boyuta ulaşmıştır.
Bu şiddet eylemlerindeki artışlar, şiddete başvuran kişilerin, yaptığım yanıma kar kalıyor, inancının çok büyük rolü var. Şiddete yönelen kişinin, yaptığının, yanına kar kalmaması gerekir. Onun aklını alacak şekilde, cezai yaptırımların olması gerekir. Bir kapıdan ifadeye gidip, öbür kapıdan salı verme değil, anasından emdiği sütün, burnundan, fitil, fitil gelmesi gerekir. Bunun için yasal yaptırımlar olmalıdır. Yasal yaptırımlar olmalı ki bunların devamı gelmesin.
Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın, yaşanmasını istemediğimiz, acılar da bugünkü ilgisizliğin, sonucu olmamalıdır.
Şiddetin, eğitimi tehdit eder, boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak, boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı, zaruri hâle getirmektedir.
Devlet, kasıtlı şekilde, ölüme, yaralanmaya, zarara, sebebiyet verilmesini, önlemekle mükelleftir. Devletin bu yükümlülük çerçevesinde, caydırıcı, yasal zemini ve idari şartları tesis ederek, yaşam hakkını koruma, ayrıca buna ilişkin, ihlalleri önleyici, bastırıcı, cezalandırıcı, bir infaz mekanizması, geliştirme ödevinin, Hukuk devleti olmanın, gereği olduğunu, bugün burada, bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı, eğitim ve öğretim hizmetinin, sunumundan kaynaklı, şiddet eylemlerine yönelik, cezai ve hukuki tedbirlerin, bir an önce, alınması ve hayata geçirilmesi elzemdir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, saldırılar sonucu, hayatını kaybeden bütün öğretmenlerimize, Allah’tan rahmet, saldırıya uğrayan, bütün eğitim çalışanlarına, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz; şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri gereken tedbirleri, ivedilikle almaya ve kamuoyunu daha duyarlı davranmaya davet ediyoruz. Çünkü saldırıya uğrayan, öldürülen bizim geleceğimizdir. Geleceğimiz eğitimle anlam kazanacaktır. Bizim için her can kutsaldır. Dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir masum ölmesin, anneler, ağlamasın, çocuklar öksüz ve yetim kalmasın.
Biz istiyoruz ki, Kan akmasın, Canlar yanmasın. Sözlerimi Yunusun diliyle bitiriyorum. Ben Gelmedim Kavga İçin, Benim işim Sevgi için, Dostun Evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim. Gönüllere girenlere Selam olsun. Basın açıklamamıza, verdiğiniz, kıymetli ve anlamlı desteklerinizden dolayı, her birinize, ayrı ayrı yürekten, teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun, Allaha emanet olun.”