Gümüşhane Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Kadın Hizmetleri Birimi, Gümüşhane Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Türkkan işbirliğinde ve Üniversite ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlikte; öğrencilere “İşyerlerinde Psikolojik Şiddet: Mobbing” ile “İş Hayatında Mobbing ve Psikolojik Etkileri” başlıklarında seminerler verildi.
Etkinlik Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirildi. Etkinlikte Gümüşhane Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Kadın Hizmetleri Birim Sorumlusu Sosyolog Ferdiye Demir, “İşyerlerinde Psikolojik Şiddet: Mobbing” başlıklı sunumunda şunları söyledi: “Ülkemizde ve dünyada çok sık rastlanan şiddet türleri arasında bulunan kadına yönelik şiddet, en büyük sosyal sorunlar arasında görülüyor. Araştırmalara göre Türkiye’de yaklaşık 10 kadının 4’ünde eşi veya sevgilisi tarafından cinsel veya fiziksel şiddete maruz kaldığı görüldü. Bakanlık olarak 6284 Sayılı Kanun kapsamında, şiddet mağduru kadınlara yönelik koruyucu ve önleyici çeşitli hizmetler sunulmaktadır. Bu koruyucu-önleyici hizmetler neticesinde kadınların; güvenliğini sağlamak, güçlendirmek, sorunlarla baş etme kapasitesini artırmak, kaynaklara ve fırsatlara erişimi ile planlı değişimleri sağlanarak toplumla yeniden bütünleşmeleri amaçlanmaktadır. Kadına yönelik şiddet, cinsiyeti nedeniyle ev içinde ve dışında kadınlara uygulanan, sistematik halde olan davranış biçimi olarak biliniyor. Şiddet mağdurlarının temel haklarının varlığı yok sayılıyor. Kişinin sosyal ve insani imkânlara erişimi ve gelişimi engelleniyor. İnsanın değerine ve onuruna yaraşır bir yaşam sürme hakkı zedelendiği şiddet türlerinin olduğu yapılan araştırmalarda ataerkil yapının baskın olduğu ülkelerde iş hayatında yer alan kadınların, işyerlerinde yer alan erkeklere göre psikolojik tacize maruz kalma durumunun daha fazla risk altında olduğu görülmüştür. Mobbing de sistemli olarak uygulanan psikolojik taciz olarak tanımlanmaktadır. Mobbing tanımını ilk kullanan bilim insanı Heinz Leymann tarafından 1980’li yıllarda kullanıldığını, ülkemizde mobbingin tanımının 2006 yılında ilk kez bir yargı kararında yerini aldığını görüyoruz. Bu karara göre ‘mobbing’ kavramı; işyerinde bireylere üstleri, eşit düzeyde çalışan ya da astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları içermektedir. Ülkemizde çalışanların psikolojik tacizden korunması amacıyla 19 Mart 2011 tarihli ve 27879 sayılı Resmî Gazete’de İşyerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi’ne dair yayımlanan 8 Maddeden oluşan genelge bulunmaktadır. Alo 170 hattı kurularak bu destek hattı ile psikologlar vasıtasıyla psikolojik tacize uğrayan çalışanlara yardım ve destek hizmeti veriliyor.”
Sosyolog Ferdiye Demir’in konuşmasının ardından “İş Hayatında Mobbing ve Psikolojik Etkileri” başlıklı sunumuyla Gümüşhane Psikolojik Danışmanlık Merkezi Kurucusu Uzman Psikolog E. Seda Turhan tarafından Mobbing kavramının yaygın olarak kullanımı hakkında bilgiler verildi.
Psikolog Turhan sunumunda; “Mobbing İngilizcede ‘mob’ kökünden gelmektedir. Mob sözcüğü ‘kararsız kalabalık, şiddete yönelmiş topluluk’ anlamına gelmektedir. İşyerinde duygusal şiddet, işyeri travması, psikolojik şiddet, duygusal taciz, işyerinde zorbalık, yıldırma birer mobbingdir. Mobbing sözcüğü ise, ‘çevresini kuşatma, topluca saldırma ya da sıkıntı verme’ gibi anlamlar içermektedir. Türk Dil Kurumu tarafından ise ‘bezdiri, işçilerin işverenleri tarafından yaptıkları iş hakkında uğradıkları zorbalık’ olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO)’nun ise ‘bir veya bir grup işçiyi sabote etmek için yapılan, zalimce, kötü niyetli, intikamcı, aşağılayıcı tavırlarla kendini gösteren davranış biçimi’ olarak tanımlanmaktadır. Araştırmalara göre yapılan anketlerde; katılımcıların %81’i iş hayatında mobbing ile karşılaştıklarını söylüyorlar. Mobbingle çok kez karşılaşanların oranı %79, sadece birkaç kez karşılaşanların oranı ise %18 olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca katılımcıların %70’i bu davranışı yöneticisi konumunda olan kişi ya da kişilerin gösterdiğini, %25’i aynı seviyedeki çalışma arkadaşlarından olduğu, %3’ü astından, olduğu, %1’i de diğerlerinden mobbinge uğramış olduğu çıkmaktadır. Bir şeyle mücadele etmek için, önce onun ne olduğunu öğrenmek gerekir. Mobbing karşı tarafı pasifleştiren, yıpratan ve yıldırmayı amaçlayan bir psikolojik şiddettir. Mobbinge uğrayan kişilerin mobbingi ispatlaması çok önemlidir. Psikolojik olarak yaşanan rahatsızlıklar için kullanılan ilaç, doktor raporları, yapılan masraflar da kanıt olarak sunulabilir. Bu tür konularda profesyonel destek alınması önerilir” şeklinde bilgilendirmeler yaptı. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Faaliyet Planı kapsamında düzenlenen seminerde Psikolog Turhan, program aralarında konu ile ilgili öğrencilerden çalışmak istedikleri alanlarla ilgili bilgiler alarak program sonunda öğrencilerden gelen sorulara yanıt verdi.
Mobbingin sadece bireyin değil, aynı zamanda tüm toplumun sorumluluğunu taşıyan bir konu olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, gerçekleştirilen program hakkında şunları söyledi: “Bir kişinin sürekli olarak sistematik bir şekilde hedef alınması, saldırıya uğraması veya dışlanması mobbing olarak ifade ediliyor. Bu tür davranışlar, bireyin fiziksel ve psikolojik sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir ve genel çalışma veya öğrenme ortamını olumsuz yönde etkileyebilir. Mobbing sadece bireyin değil, aynı zamanda tüm toplumun sorumluluğunu taşıyan bir konudur. Öğrencilerimiz, akademik personelimiz ve idari personelimizle birlikte, sağlıklı bir öğrenme ve çalışma ortamı oluşturmak hepimizin sorumluluğudur. Mobbingle mücadelede farkındalık yaratmak, bu sorunu ortadan kaldırmak için atılacak adımların başlangıcıdır. Amacımız, bu olumsuz davranış biçimini tanıyarak önlem almayı öğrenmek ve toplum olarak birbirimize destek olmaktır. Üniversitemiz sadece akademik başarıya odaklanmakla kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerinin ve çalışanlarının psikolojik ve sosyal refahını da güvence altına almayı kendisine misyon edinmiştir. Düzenlenen seminerin bu misyon doğrultusunda atılan önemli adımlardan biri olduğuna inanıyorum. Bu vesileyle de eğitim ve bilim dünyasında olumlu bir etki yaratabilmek için birlikte çalışmaya devam edeceğimize inanıyor, etkinliğe katılan ve katkı gösteren herkese teşekkür ediyorum.”